Diyarbakır’da adliyede rüşvet operasyonu: 27 gözaltı

Diyarbakır’da adliyede rüşvet operasyonu: 27 gözaltı

ANF

20:13 / 16 Mayıs 2011

AMED – Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ankara’da görevli 2 hakimi de kapsayan ‘rüşvet’ soruşturması kapsamında, aralarında avukat ve adliye pesonelinin de bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin, para karşılığı Yargıtay ve Danıştay başta olmak üzere dava dosyalarında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladıkları öne sürüldü.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 ay önce yapılan bir ihbar üzerine rüşvet karşılığı bazı dava dosyalarında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladığı belirlenen bir şebekenin varlığını tespit etti. Teknik ve fiziki takibin ardından, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, Diyarbakır, İstanbul, Ankara ve Van’da düzenlediği eş zamanlı operasyonlarda 4’ü avukat 27 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında ‘rüşvet’ iddialarına adı karışan 2 Ankara hakiminin ise dosyalarının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gönderildiği öğrenildi.

Gözaltına alınan şüphelilerin, rüşvet karşılığı temizlik ihalelerini almalarının yanı sıra, Yargıtay ve Danıştay’da özellikle, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ile adli kapsamdaki ağır ceza dosyalarınında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladıkları iddia edildi. Şüpheliler polis sorgusundan sonra adliyeye sevk edildi.

ANF NEWS AGENCY

Diyarbakır’da adliyede rüşvet operasyonu: 27 gözaltı

ANF

20:13 / 16 Mayıs 2011

AMED – Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ankara’da görevli 2 hakimi de kapsayan ‘rüşvet’ soruşturması kapsamında, aralarında avukat ve adliye pesonelinin de bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin, para karşılığı Yargıtay ve Danıştay başta olmak üzere dava dosyalarında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladıkları öne sürüldü.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 ay önce yapılan bir ihbar üzerine rüşvet karşılığı bazı dava dosyalarında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladığı belirlenen bir şebekenin varlığını tespit etti. Teknik ve fiziki takibin ardından, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, Diyarbakır, İstanbul, Ankara ve Van’da düzenlediği eş zamanlı operasyonlarda 4’ü avukat 27 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında ‘rüşvet’ iddialarına adı karışan 2 Ankara hakiminin ise dosyalarının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gönderildiği öğrenildi.

Gözaltına alınan şüphelilerin, rüşvet karşılığı temizlik ihalelerini almalarının yanı sıra, Yargıtay ve Danıştay’da özellikle, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ile adli kapsamdaki ağır ceza dosyalarınında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladıkları iddia edildi. Şüpheliler polis sorgusundan sonra adliyeye sevk edildi.

ANF NEWS AGENCY

ANF

20:13 / 16 Mayıs 2011

AMED – Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ankara’da görevli 2 hakimi de kapsayan ‘rüşvet’ soruşturması kapsamında, aralarında avukat ve adliye pesonelinin de bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin, para karşılığı Yargıtay ve Danıştay başta olmak üzere dava dosyalarında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladıkları öne sürüldü.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 ay önce yapılan bir ihbar üzerine rüşvet karşılığı bazı dava dosyalarında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladığı belirlenen bir şebekenin varlığını tespit etti. Teknik ve fiziki takibin ardından, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, Diyarbakır, İstanbul, Ankara ve Van’da düzenlediği eş zamanlı operasyonlarda 4’ü avukat 27 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında ‘rüşvet’ iddialarına adı karışan 2 Ankara hakiminin ise dosyalarının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gönderildiği öğrenildi.

Gözaltına alınan şüphelilerin, rüşvet karşılığı temizlik ihalelerini almalarının yanı sıra, Yargıtay ve Danıştay’da özellikle, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ile adli kapsamdaki ağır ceza dosyalarınında sanıkların lehine karar çıkmasını sağladıkları iddia edildi. Şüpheliler polis sorgusundan sonra adliyeye sevk edildi.

ANF NEWS AGENCY

Kürdün enternasyonalizm ve yurtseverlikle imtihanı

Şeyhmus Diken

Kürdün enternasyonalizm ve yurtseverlikle imtihanı

11 Nisan 2011 Pazartesi 13:58

Barış ve Demokrasi Partisi 12 Haziran genel seçimlerine Bağımsız Adaylarla girme kararından sonra destekleyeceği Bağımsız Adayları da açıkladı.

Doğrusu aday listesine baktığımda iki açıdan beklentilerimin büyük ölçüde gerçekleşmiş olmasından memnuniyetimi dile getirmenin yerinde olacağını dillendireyim.

Birkaç hafta önce yazdığım “Parlamentoda Nitelikli Kürt Temsiliyeti İçin” başlıklı yazımda dile getirmiştim:

“Kürtlerin kendi içlerindeki birlikteliği daha da güçlü kılabilmek için bir şekilde bugüne kadar tercihlerini Kürt siyasal hareketi dışında kalmak şeklinde kullananlara da ‘birliktelik’ manasında bir fırsat vermeye ihtiyaç var.”

Devamında ise;

“Seslere ses katmak ve sesleri ‘sınıf intiharından’ geçirerek, emeğin ve yoksulların ortak Kürt ve demokrat sesi olarak seçim meydanlarında dillendirmek için hep birlikte güçlü bir varoluşa evriltmek gerek.

Batıda, Osman KAVALA gibi, Sırrı Süreyya ÖNDER gibi, Ertuğrul KÜRKÇÜ gibi, Ayşegül DEVECİOĞLU gibi, Murathan MUNGAN gibi meclisin ezberini bozacak ve referanslarını soldan alan ilkeli tutarlı şahsiyetlerin adaylığına ihtiyaç var. Mesela soyu kıt’ale uğramış olanların sesi olsun diye Mıgırdiç Margosyan‘ı Diyarbakır’dan bir Ermeni vekil olarak Ankara’ya göndermeye ihtiyaç var.”

Demiştim.

İşin açıkçası sol ve demokrat kesimden ve Kürt cenahından da bu birliktelik içinde yer alamayanların olması bir “burukluk” yaratmış olsa da, görünen o ki; çok renkli ve güçlü bir seçim dönemi yaşayacağımız gün gibi aşikâr…

Kürdün siyaseten iki şeyi seçim öncesi süreçte başardığını şimdiden söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Sıradan bir öngörü yeter de artar bile. Kürt Özgürlük Hareketi kanımca iki buçuk olgunluğu becermiştir.

Biri Kürt siyasal hareketi dışında kalan kimi Kürt kesimlerini üstün bir özveriyle Kürt açık alan siyasetinin içine dâhil etmiştir. Bu büyük bir yurtseverlik örneğidir. Tarihe geçecek ve kayıt altına alınacak bir siyasal özveridir.

İkincisi, nerdeyse 40 yıldır (1965 TİP deneyimi) Türk parlamentosunda adı, sözü ve sesi unutulan hatta kısılan / kısıtlanan geçtiğimiz dönem yetersiz sesle duyulan “Sosyalizm”in sesinin 12 Mart ve 12 Eylül “Komünarları”nın sesinden bir kez daha duyulacak olmasının heyecanı…

Üçüncüsü diyecektim buçuk kaldı. O da şu; Erol Dora’yı Hasip Kaplan’la Beyoğlu’nda paylaştıkları avukatlık bürosunda sonra da MEZO-DER isimli Süryani derneklerinde tanımıştım. İyi bir seçim oldu Süryani Halkı adına. Keşke buçuğu üçe tamamlamak için bir de Ermeni adayımız olsaydı…

Ve unutulmaması gereken bir vefa örneği de KCK davasından yargılananların da altı adayla bağımsız adaylar arasında yer alması…

Parlamentonun yeni dönemi için henüz konuşmak erken.

Ama geçmişteki sol geleneğimizden biliyoruz ki; her seçim aynı zamanda yeni örgütlülükler, yeni birliktelikler ve yeni gür sesleri meydanlara taşımanın da gerekçesidir.

Bu vesileyle Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü gibi referanslarını soldan alan entelektüellerin, Hatip Dicle ve Leyla Zana gibi Kürt siyasetinde duruşları ve varoluşları ile isim ve karizma olmuş şahsiyetlerin, Ferhat Tunç gibi sanatçı ve aydın kişiliğiyle rüştünü ispatlamış kimliklerin, Şerafettin Elçi gibi 12 Eylül öncesinde, zor zamanlarda bakanken Kürtlüğünü dillendirmiş kişiliklerin çok farklı ve örnek bir Kürt ve Demokrat iktidar paylaşımcılığının ipuçlarını vereceklerinin beklentisi içinde olacağımızı şimdiden söylemek mümkün…

Haydi hayırlısı…

10. Nisan 2011 Pazar saat 14.30 AMED…

Gora zarokên xwe dîtin lê belê vê carê jî rastî astengiya dozger hatin

 Gora zarokên xwe dîtin lê belê vê carê jî rastî astengiya dozger hatin

 

  

 

  

 

 Necat Turk, Rida Yavuz û Serhat Bîlen di şahiya pîrozbahiyên 15’ê Tebaxê yên 1992’yê de ji aliyê leşkeran ve hatin gulebarankirin û birîndar bûn piştre hatin binçavkirin

 

 
12/03/2011

 

 

 

 

Necat Turk, Rida Yavuz û Serhat Bîlen di şahiya pîrozbahiyên 15’ê Tebaxê yên 1992’yê de ji aliyê leşkeran ve hatin gulebarankirin û birîndar bûn piştre hatin binçavkirin. Malbatên ku careke din agahî ji zarokên xwe newergirtin, malbatên windayan serî li Dozgeriya Komarê ya Dêrîkê dan û diyar kirin ku zarokên wan bi komî li zeviya kêleka Girtîgeha Dêrîkê hatine veşartin û xwest gor bê vekirin. Lê dozgeriyê bi hinceta ‘delîlên piştrast dikin ku mirî di gorê de hene, tune ne’ daxwaza wan red kir.
Li Dêrikê di pîrozbahiyên salvegera 15’ê Tebaxê yên sala 1992’yan de, şahiyek hate lidarxistin û wê demê leşkeran bi guleyan mudaxeleyî pîrozbahiyên ku li devera Uçyol a Dêrikê kirin û di encamê de Necat Turk, Rida Yavuz û Serhat Bîlen bi awayekî birîndar hatin binçavkirin û malbatan careke din agahî ji wan negirt. Ligel ku şahidan wê demê îfade dan ku ew kes li ber çavên wan hatine binçavkirin jî rayedarên dewletê nexwest bûyerê zelal bikin. Di lêgerîna 18 salan de malbatên fêm kir ku zarokên wan li zeviya kêleka Girtîgeha Navçeyê ya Dêrîkê di goreke komî de hatine binaxkirin. Li ser vê yekê malbatên Turk, Yavuz û Bîlen serî li Dozgeriya Komarê ya Dêrîkê dan û xwestin ku gora komî ya zarokên tê de ne bê vekirin. Dozgeriyê serlêdana malbatan bi hinceteke balkêş red kir.

HINCETA BALKÊŞ
Li ser serîlêdana malbatan dozgeriyê bersiva neyînî da malbatan û bi îdiaya ‘delîlên piştrast dikin ku cenaze di wê gorê de hene, tune ne’ serîlêdana malbatan red kir. Birayê Necat Turk, Celal Turk diyar kir ku wan gelek agahiyên girîng wergirtine ku birayê wî û hevalên wî li nava zeviya navborî hatine veşartin û ji ber vê yekê wan serî li ÎHD’ê daye. Turk wiha got: “Piştî ÎHD’ê me serî li Dozgeriya Komarê jî da. Lê dozger serîlêdana me red kir. Ew bûyer li ber çavê me hemûyan qewimî, lê dîsa jî ew hatin windakirin.”
 
JI RASTIYÊ DITIRSIN
Serokê ÎHD’a Mêrdinê Erdal Kuzu diyar kir ku ligel hemû hewldanên wan rayedarên darazê nexwestine bûyer bê zelalkirin û da zanîn ku ew ji pêvajoya darazê ya Tirkiyeyê encamê negirin, ew ê mijarê bibin Dadgeha Mafên Mirovan a Ewropayê. Kuza bi bîr xist ku wan li devera navborî gorek dîtiye û piştî lêkolînan derketiye holê ku di wê gorê de 3 kesên ku hatine windakirin hene.
Birayê Rida Yavuz, Sedat Yavuz got ku wî jî şahidiya bûyerê kiriye û piştî xwîşka wî Rida û du hevalên wê birîndar bûn li ber çavê gelek kesên ji aliyê leşkeran ve hatin binçavkirin. Leşkeran bi gulebaranê mudaxeleyî çalakiyê kir û bêserober gule dibarandin. Yavuz wiha got: “Wê demê xwîşkeke min di bin çavan de bû. Rida jî bi awayekî birîndar hate girtin û windakirin. Şahidên bûyerê ji tirsa neaxivin.
Piştre leşker ji bo sûcê xwe veşêrin bi dehan caran hatin gund û îdia kirin ku xwîşka min çûye tevli gerîla bûye. Wan digot bêjin, ew çûye çiyan.” Yavuz got ku dayîka wî piştî bûyerê felç bûye û hê jî li benda keça xwe ye.     MÊRDÎN – DÎHA