Hakkari ‘KCK’ iddanamesi hazır

14 Nisan 2011 Perşembe 10:49

Hakkari ‘KCK’ iddanamesi hazır

Hakkari’de “KCK” adı altında yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan ve aralarında DİHA muhabiri Hamdiye Çiftçi’nin de bulunduğu Kürt siyasetçiler hakkında 11 ay sonra iddianame hazırlandı.

VAN – Hakkari kent merkezinde 9 Haziran 2010’da evlere yapılan baskınlar sonucu gözaltına alınan ve daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Bitlis E Tipi Cezaevi’ne gönderilen DİHA muhabiri Hamdiye Çiftçi’nin tutuklamasının üzerinden 11 ay geçtikten sonra iddianamesi hazırlandı. Van Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan 840 sayfalık iddianame, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkeme yasal 15 günlük süre içinde iddianameyi inceledikten sonra ya kabul edecek ya da eksikliklerin giderilmesi için tekrar savcılığa iade edecek.

10 kişi tutuklanmıştı

Hakkari’de 9 Haziran’da yapılan baskınlarda, muhabirimiz Hamdiye Çiftçi ile birlikte BDP İl Eşbaşkanları M. Sıddık Akış, Berivan Akboğa, BDP Genel Merkez çalışanları İzzet Belge, Baki Özboğanlı, Faruk Yıldız, BDP Merkez İlçe Başkanı Seyithan Şahin, Belediye Meclis Üyesi Tahir Koç, kapatılan DTP’nin Hakkari eski İl Başkanı Hıvzullah Kansu, MEYA-DER Hakkari Temsilcisi Mikail Atan, BDP Merkez İlçe Yöneticisi Hüsna Sağın ve BDP İl Yöneticisi Fatma Duman “Örgüt üyesi oldukları” iddiasıyla tutuklanarak Van F tipi ile Bitlis E Tipi cezaevlerine gönderilmişti. DİHA

Sağnak yağış hayatı felç etti

14 Nisan 2011 Perşembe 11:53

Sağnak yağış hayatı felç etti

Hakkari’de etkili olan şiddetli yağışlar, Durankaya beldesi Bağlarbaşı Mahallesi’nde 2 evin çökmesine, 4 ev ile 2 ahırın da hasar görmesine neden oldu.

HAKKARİ – İl genelinde etkisini sürdüren şiddetli yağışlar, Bağlarbaşı Mahallesi’nde maddi hasara yol açtı. Yağışlara dayanamayan bazı evler çökerken, bazı ev ve ahırlarda ise büyük maddi hasar meydana geldi. Mahallede 13 nüfuslu Eşref Reisoğlu ile 11 nüfuslu Yakup Hayva’nın iki katlı toprak evleri büyük bir gürültü ile çöktü. Aile fertleri kendilerini dışarı atıp yara almadan kurtulurken, ev eşyaları ise enkaz altında kaldı. Evlerin yıkılmasından korktukları için eşyalarını enkaz altından çıkaramadıkları belirten
aileler, geceyi komşularında geçirdi.

Yağışlar nedeniyle 9 nüfuslu Kasım Hayva, 13 nüfuslu Hamide Güldal ile 8 nüfuslu İsa Erik’in evlerinde ise çatlamalar ve büyük maddi hasar meydana geldi. Evlerinin iç ve dış kısımlarındaki çatlamaları gösteren aileler, binanın üzerlerine çökmesinden endişelendiklerini belirterek köylerine valilik tarafından bir inceleme heyetinin gönderilmesini istedi. 13 nüfuslu Sabri Hayva ve 11 nüfuslu Yakup Hayva’nın ahırlarında da maddi hasar meydana geldiği belirtildi. Aileler, zarar görmeden ahırdan çıkarmayı
başardıkları hayvanlarını yapının çökmesinden korktukları için tekrar içeri sokamadıklarını söyledi. 4 nüfuslu İsmail Hayva’nın geçimini sağladığı meyve tarlasında ise yağışlarla birlikte heyelan meydana geldi. Birçok meyve ağacının bulunduğu tarlanın tamamen toprağa gömüldüğü bildirildi.

İçinde bulundukları durumu anlatan Bağlarbaşı Mahallesi sakinleri, şiddetli yağışlardan dolayı büyük maddi zarar gördüklerini, bunların tespiti için bir araştırma heyetini beklediklerini söyledi.İHA

BDP’lilere 24 yıl hapis cezası

14 Nisan 2011 Perşembe 11:56

BDP’lilere 24 yıl hapis cezası

Muş’un Bulanık İlçesi’nde 2010 yılında tutuklanan BDP Genel Merkez çalışanı Adem Artıkboğa ile Ercan Kocamış’a 24 yıl hapis cezası verildi.

VAN – Muş’un Bulanık İlçesi’nde Nisan 2010’da yapılan baskında tutuklanan ve “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla BDP Genel Merkez yöneticileri Adem Artıkboğa ile Ercan Kocamış hakkında açılan davanın karar duruşması görüldü. Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu bulunan Artıkboğa ve Kocamış katıldı. Sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları reddederek beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti telefon görüşmeleri ve ilçede yapılan etkinliklere dayanarak, Artıkboğa ile Kocamış’a “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 12’şer yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyetinin “örgüt üyesi olmak” suçu kapsamında verdiği cezayı TMK’nin 5. maddesini işleterek 12 yıla çıkarması dikkat çekti.

Verilen cezaya tepki gösteren Artıkboğa ile Kocamış’ın avukatı Abdulbaki Çelebi, alınan kararla hukuka olan inançlarını tamamen yitirdiklerini söyledi. Karara itirazda bulunacaklarını dile getiren Çelebi, “Müvekkillerime birkaç telefon görüşmesine dayanılarak rekor bir ceza verildi. Bu cezanın hiçbir hukuksal yanı yoktur. Tamamen siyasi bir karardır. Kararla ilgili olarak gerekli bütün itirazlarda bulunacağız” dedi. DİHA

Urfa’dan Erdoğan’a imalı afiş

14 Nisan 2011 Perşembe 12:12

Urfa’dan Erdoğan’a imalı afiş

Başbakan Erdoğan’ın 2009’da “ceketimizi koysak alırız” sözlerine Urfa’da bağımsız aday Eşref Fakıbaba’yı seçerek cevap olan Urfalılar, bu sefer de AKP’nin hazırladığı milletvekili listesine “Urfalı cekete oy vermez, dün ceket olmadık, bugün paket olmayac

URFA – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2009 yerel seçimlerinde Urfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba yerine, Mehmet Oymak’ı AKP adayı olarak göstermişti. Bunun üzerine Fakıbaba bağımsız aday olarak Belediye Başkanı olmak için müracaat etmişti. Bu durum üzerine Başbakan Erdoğan, “ceketimizi koysak alırız” diyerek Urfalı yurttaşların tepksini almıştı. Ancak seçimlerin sonucunda tüm aşiretlere ve iktidarın yönlendirmelerine karşı Urfalılar Fakıbaba’yı belediye başkanı olarak seçmişti.

Urfalı ne ceket ne paket…

12 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimleri için aday listesini açıklayan AKP’nin ilde ikamet etmeyen 8 kişiyi listesine alması Urfalıların tepkilerine neden oldu. Tepkilerini yüksek sesle dilendiren Urfalılar, şimdi de ilin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi’nin üzerindeki bir binaya astıkları pankart ile seçimlerde AKP’ye nasıl cevap olacaklarını haykırıyor. “Urfa Sevdalıları” imzası ile asılan “Urfalı cekete oy vermez, dün ceket olmadık, bugün paket olmayacağız” pankartı caddeden geçen hemen hemen herkesin beğenisini topluyor. Yurttaşlar pankartı AKP’nin Urfa’da yaşayacağı hayal kırıklığının bir göstergesi şeklinde değerlendiriyor. DİHA

Şemdinli’de hava hareketliliği

14 Nisan 2011 Perşembe 12:21

Şemdinli’de hava hareketliliği

Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki hava hareketliği devam ediyor. Sabah saatlerinden itibaren Çok sayıda helikopterin sınıra yöneldiği gözlemlendi.

VAHAP BAY / YÜKSEKOVA HABER

ŞEMDİNLİ –  Dün savaş uçaklarının Şemdinli ilçesi semalarından sınır bölgelerine hareket etmesinin ardından bugün de sabahın erken saatlerinde itibaren yoğun bir helikopter trafiği yaşandı.

Yüksekova 21.Jandarma Sınır Tugay Komutanlığından kalkan helikopterler Şemdinli’de bulunan Alan (Helane) Tekeli (Gare) bölgesi ve Dereçik Beldesi (Rubaruk) bölgesine uçuş yaparak asker ve mühimmat nakli yapıldığı öğrenildi.

Kırbayır gözaltında öldürüldü

14 Nisan 2011 Perşembe 12:41

Kırbayır gözaltında öldürüldü

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, gözaltında kaybolan Cemil Kırbayır’ın gözaltında öldürüldüğü kanaatinde olduklarını bildirdi.

Üskül, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, kayıplarla ile ilgili kurulan alt komisyonun Kırbayır konusunda ulaştığı nokta hakkında bilgi verdi.

Ailenin iddialarına göre, Kırbayır’ın 13 Eylül 1980’de evinden alınıp 247. Piyade Alayına, orada bir hafta tutulduktan sonra da Kars Askeri Gözetimevine gönderildiğini, sorgu evi olarak kullanılan Dede Korkut Eğitim Enstitüsünde emniyet personelince sorgulandığını, işkenceye tabi tutulduğunu ve 8 Ekim 1980’de öldürüldüğünü anımsatan Üskül, polisin ise gözaltında tutulduğu yerden kaçtığına ilişkin tutanak tuttuğunu kaydetti.

Kırbayır’ın annesi Berfo Kırbayır’ın oğlunun mezarının olması için kemiklerini talep ettiğini hatırlatan Üskül, alt komisyonun bir takım çalışmalar yaptığını kaydettiği.

Öğrendikleri birinci şeyin; Kırbayır’ın yok olmasının ardından Kars’ta Cumhuriyet Savcılığının hiçbir soruşturma yapmadığı olduğunu dile getiren Üskül, Kars Cumhuriyet Başsavcılığının kendilerinin bilgi istemesinden hemen sonra bir soruşturma başlattığını ve o soruşturmanın halen devam ettiğini anlattı.

Üskül, o dönemde emniyet, MİT ve sıkıyönetimde görev yapan kişilerin isimlerini istediklerini, Emniyet ve MİT’ten çok kısa sürede yanıt aldıklarını, ancak Milli Savunma Bakanlığından henüz bir yanıt alamadıklarını bildirdi.

O dönemde görev yapan polis ve bekçiler, MİT görevlileri, Cemil Kırbayır ile birlikte gözetimevinden sorgu evine götürülen 3 kişi, gözetimevine Kırbayır’ın götürülüşüne tanık olanlar ve Kırbayır ile ilgili bilgi sahibi başka kişileri de dinlediklerini kaydeden Üskül, şunları söyledi:

”Bütün bunlardan şöyle bir sonuç çıkıyor: Kırbayır, 13 Eyül 1980’de yakalanmıştır. Bir hafta kadar Göle’de tutulmuştur, sonra Kars’a nakledilmiştir. Kars’ta gözetimevine alınmıştır. O sırada gözetimevinde yüzlerce insan bulunmaktadır. Bir polis ekibi sorguya alınması istenen kişileri gözetimevinden almakta sorguevine götürmekte, sorgu bittikten sonra da gözetimevine tekrar götürmektedir. Sorguevinde, emniyet görevlileri, MİT gözlemcisi ve sıkıyönetim görevlileri sorgulamada bulunmaktadır. Bu düzen içinde Kırbayır, 8 Ekim 1980’de sorguevine getirilmiştir. Birlikte getirildiği 3 kişi aynı gün götürüldüğü halde Kırbayır, götürülmemiştir. Kırbayır’ın kaçtığına ilişkin bir tutanak tutulmuştur. Kaçmasından sorumlu sayılan 3 polis memuruna kınama cezası verilmiştir ki kınama cezası hafif bir cezadır.”

”İŞKENCE YAPILMIŞTIR”

Bu seyir içinde yaptıkları değerlendirmeyi aktaran Üskül, şöyle konuştu:

”Cemil Kırbayır’a sorguevinde işkence yapılmıştır. Bilgisine başvurduğumuz bazı kamu görevlileri o sorguevinde işkence yapıldığını ve Cemil Kırbayır’ın kaçmasının mümkün olmadığını ifade etmişlerdir. Bize göre de bir kişinin oradan kaçma ihtimali yoktur. Sorguya getirilen kişi gözleri bağlı getiriliyor, sorgulamayı beklerken hücreye konulmaktadır, sonra yine gözleri bağlı sorgu odasına alınmaktadır, sorgu sırasında da bu kişinin gözlerinin bağlı olması gerekmektedir. Gözlerinin bağlı kalması için ellerinin arkadan bağlı olması gerekir. Sorgulamadan önce ya da sonra kalorifer borusuna kelepçelenen bir kişinin kaçma ihtimali aşağı yukarı yoktur. 2. ya da 3. kattan atladığı söyleniyor. Bunu başarması da akla uygun gelmemektedir. Atlaması halinde ise koşarak oradan uzaklaşması son derece zor görünmektedir.”

Dede Korkut Eğitim Enstitüsünü yerinde incelediklerini, yerleşim biriminin dışında olduğunu anlatan Üskül, pek çok güvenlik görevlisinin olduğu bir yerde Kırbayır’ın kaçmasının zor göründüğünü anlattı.

Üskül, alt komisyonun çalışmalarını rapor haline getireceğini belirterek, görevliler hakkında soruşturma açma ve gereğini yapmanın Kars Cumhuriyet Başsavcılığının görev alanı içine girdiğini, elde ettikleri bilgileri Başsavcılık ile paylaştıklarını dile getirdi.

Üskül, ”Çok geç olmayan bir tarihte Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturmasını tamamlayıp gereğini yapacaktır” dedi.

”VİCDAN SAHİBİ KİŞİLERİN YER GÖSTERMESİNİ BEKLİYORUZ”

Soruları da yanıtlayan Üskül, ”Size göre gözaltındayken öldürüldü mü?” sorusuna ”Bizim kanaatimiz o yöndedir” yanıtını verdi.

Üskül, bir başka soru üzerine, net bilgi alamadıklarını, ancak Kırbayır’ın akıbetinin ne olduğunu bilen birkaç kişinin olduğu kanaatinde olduklarını söyledi. Üskül, ”Vicdan sahibi bu birkaç kişinin konuşmasını, yer göstermesini bekliyoruz” dedi.

Üskül, bilen kişilerin kimler olduğu konusunda izlenimlerinin olduğunu belirterek, ”Ancak bunu sizinle paylaşamam şu anda” diye konuştu.

”Bu kişiler devlet görevlisi mi?” sorusuna karşılık da Üskül, ”Teorik olarak sorguevinde sorgulanan bir kişi işkence sırasında ölmüşse, onu ortadan kaldıracak kişiler herhalde orada görev yapan kişilerdir. Başkası olabilir mi?” dedi.

Bu kişilerin hayatta olup olmadığının sorulması üzerine ise Üskül, bir bölümünün hayatta olduğunu söyledi.

”KIRGINLIĞIM YOK”

Yeniden milletvekili adayı olmaması ile ilgili kırgınlığının olup olmadığının sorulması üzerine ise Üskül, ”Hayır” karşılığını verdi. Biraz tatil yapacağını söyleyen Üskül, ”Benim gibi bir insanın siyasetten uzak durma ihtimali olabilir mi? Siyaset illa milletvekili olarak yapılmaz. Tabii ki ilgileneceğim” dedi. AA

YESO’dan istihdam atağı

14 Nisan 2011 Perşembe 14:19

YESO’dan istihdam atağı

Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı tarafından yürütülen sürekli eğitim ve istihdam merkezi projesi kapsamında verilen mesleki eğitim kursları başladı.

SİBEL ÇAPRAZ / YÜKSEKOVA HABER

Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı tarafından yürütülen sürekli eğitim ve istihdam merkezi projesi kapsamında 15 ile 29 yaş arası 120 kişiye mesleki eğitim kursu veriliyor. 

61262

Konu ile ilgili bilgi veren Proje koordinatörü Ferhat Gündüz proje kapsamında sürekli eğitim verecek mesleki bir eğitim merkezi kurulduğunu belirterek, “Bu eğitim merkezi bünyesinde ilk olarak 4 farklı dalda kurslar verilmektedir. Bu eğitimler kapsamında Yüksekova İlçesinde 30 kişiye Bayan Kuaförlüğü 30 kişiye karo fayans döşemeciliği, 30 kişiye iç mimari tarsım ve dekorasyon, 30 kişiye sıhhi tesisatçılık olmak üzere 120 gence, mesleki eğitim verilmektedir. Proje kapsamında verilecek olan kurslar, Yüksekova Esnaf ve Sanatkârlar Odası öncülüğünde Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odasının ortaklığında ve eğitim yapılan alanlarda çalışma yürüten işyerlerinin staj yeri olarak kullanımı ile bölgedeki inşaat sektörünün ihtiyacı olan nitelikli dekoratör, sıhhi tesisat ve karo fayans döşemeci ustası yetiştirilecektir. Bunun yanı sıra kadınların ihtiyacı olan kadın kuaförleri yetiştirilerek bu konudaki ihtiyaç giderilirken kadınların istihdamı konusunda önemli bir adım atılacaktır.”dedi.

61263

61265

61264

Bu haber toplam

Danimarka’dan Roj’a ödül

14 Nisan 2011 Perşembe 14:23

Danimarka’dan Roj’a ödül

Nobel’e aday gösterilen Roj TV, Danimarka’daki sol organizasyonlar tarafından düzenlenen “Yılın İfade Özgürlüğü” ödülüne layık görüldü. Ödül töreni 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçi Günü’nde yapılacak.

Daha önce birçok akademisyen ve siyasetçinin imzası ile Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Roj TV’ye Danimarka’daki sol organizasyonlar tarafından “Yılın İfade Özgürlüğü” ödülü verildi. SF (Sosyalist Halk Partisi), Enhedslisten (Birlik Listesi) ve SFU’nun (Sosyalist Halk Partisi Gençlik Örgütü) ortaklaşa düzenlediği ödül 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçi Günü’nde yapılacak törenle verilecek. SF, Enhedslisten ve SFU adına ortak yapılan açıklamada, Türkiye’de Kürtlerin kendilerini kendi dillerinde ifade etmeleri engellendiğini belirtildi. Açıklamada, “Her ne kadar Türkiye’de bazı düzenlemeler yapıldıysa da, halen Kürtçe eğitim verilmemekte, Kürtçe kitaplar basılmamakta, gazete ve televizyon yayınları Kürtçe yapılmamaktadır. Kürtlerin en yoğun yaşadığı Türkiye’de Kürtlerin kendilerini kendi dillerinde ifade etmeleri engellenmektedir. Bu yüzden Kürtler de kendi televizyonlarını kurdular. ROJ TV Danimarka’dan yayın yapmaktadır. Danimarka’da ifade özgürlüğü vardır, fakat Türkiye ve Amerika’daki güçlü çevreler Danimarka devletinden ROJ TV’yi kapatmasını istemektedirler” denildi.

Açıklamada ödülün Roj TV’ye verilmesine ve televizyon üstündeki baskılara ilişkin şunlar belirtildi: Danimarkalı Anders Fogh Rasmussenin NATO genel sekreteri olabilmesi için, Danimarka devleti ROJ TV’nin kapatılması için mahkemeye başvurdu. Bu talep, Radyo ve TV Üst Kurulunun ROJ TV’yi defalarca akladığı kararlarına rağmen yapıldı. Polis ilk etapta ROJ TV’nin hesaplarına el koydu ve dondurdu. Hem Şehir mahkemesinde hem de Genel mahkemede ROJ TV haklı bulundu ve hesaplar tekrar açıldı. Birçok kesim, sorunun sadece Kürtlerin ifade özgürlüğünün kısıtlanması sorunu olduğunu gördüler. Başını Papaz Desmond Tutu’nun çektiği ve Danimarkalı tanınmış insan hakları savunucusu ve Uluslararası İşkence Rehabilite Merkezi başkanı İnge Genefke’nin de desteklediği birçok kişi ROJ TV’yi Nobel Barış Ödülüne aday gösterdiler. Gladsaxe belediyesi encümeni Serdal Benli de imza atan kişiler arasındaydı ve bu yüzden internet sitesi bundan kısa bir süre önce saldırıya uğramış ve çökertilmişti.”

Açıklamada, “ROJ TVnin Nobel Barış Ödülünü alıp almayacağını bilmiyoruz, ancak 1 Mayıs günü Sol Güçlerin İfade Özgürlüğü Ödülüne layık görülmüştür. Ezilen Halklar her zaman haklıdır” diye belirtildi. DİHA

14 Nisan protestosu sürüyor

14 Nisan 2011 Perşembe 15:09

14 Nisan protestosu sürüyor

Iğdır, Dersim, Batman, Urfa, Kayapınar ve Kızıltepe’de ”Kara Perşembe” eylemleri düzenlendi.

Iğdır, Dersim, Batman, Urfa, Kayapınar ve Kızıltepe’de düzenlenen “Kara Perşembe” eylemlerinde, Kürt siyasetçilerine yönelik düzenlenen operasyonun ikinci yıldönümü kınanırken, yurttaşlar 20. duruşmanın yapılacağı 19 Nisan’da Diyarbakır’da düzenlenecek mitinge davet etti.

haberinfotolari.gif

KAYAPINAR

Kayapınar Belediyesi önünde düzenlenen “Kara Perşembe” eylemine, Kürt siyasetçilerin tutuklanmasının ikinci yıl dönümü nedeni ile çok sayıda kişi katıldı. Eyleme BDP Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Nesip Gültekin, Kayapınar Belediye Başkanvekili Mahmut Dağ, BDP Kayapınar İlçe Başkanı Zübeyde Zümrüt, Genel-İş Diyarbakır Şube Başkanı M. Salih Doğrul, İHD Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir de katıldı. Genel-İş Diyarbakır Şube Başkanı M. Salih Doğrul, tutuklamaların üzerinden iki yıl geçtiğini hatırlatarak, tutuklamaların cezalandırma haline geldiğini söyledi. Doğrul, “Her şeye rağmen barış isteği görmezlikten geldiği gibi operasyonlar, ölümler ve baskılar artı. Anneler yine ağlıyor. Onurlu bir barış sağlanana kadar biz meydanlarda olacağız” şeklinde konuştu. Doğrul, dava duruşmasının görüleceği 19 Mayıs’ta İstasyon Meydan’ından adliye binasına yapılacak yürüyüşe yurttaşları davet etti. Kara Perşembe eylemi yapılan beş dakikalık oturma eylemiyle sona erdi.

URFA

Urfa’nın Suruç ve Viranşehir belediye başkanlarının tutukluluğuna dikkat çekmek için her hafta 2 ilçede düzenlenen “Kara Perşembe” eylemleri, bu hafta Urfa merkezde yapıldı. Karakoyun İş Merkezi önünde yapılan açıklamaya BDP Urfa İl Örgütü, STÖ’ler, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri destek verirken, açıklamayı Tüm Bel-Sen Urfa Şubesi Sekreteri Şeyhmus Çakırtaş yaptı. Çakırtaş, özelikle halkın oyları ile seçilen ve kamu görevlisi olan belediye başkanlarının adres ve mekanlarının belli olmasına rağmen tutuklanmalarının kabul edilemez olduğunu söyledi. Ceza vermeden cezalandırma taktiğinin uygulandığını ifade eden Çakırtaş, tek suçları halkın istemlerine göre politika yapmak olan belediye başkanlarının tutuklanmalarının siyasi bir karar olduğunu ve hukukla alakası olmadığını belirtti. Siyasetçilerinin serbest kalma gerektiğine vurgu yapan Çakırtaş, “Bu güne kadar ne hükümet ne de mahkeme sesimizi duymadı. Başkan ve siyasetçilerimizin tutukluluğu bir önlem olmaktan çıkıp, bir ceza halini aldı. Bu hem demokratik siyaset kanallarını tıkamak, hem de halkı iradesiz kılma girişimidir” dedi. Kalabalık grup 5 dakikalık oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı.

DERSİM

Dersim Belediyesi önünde yapılan “Kara Perşembe” eylemine, aralarında Belediye Başkanı Edibe Şahin’in de bulunduğu yüzlerce kişi katıldı. Kitle adına açıklamayı okuyan Belediye Meclis üyesi Ekber Kaya, anadilde eğitimi, operasyonların durdurulmasını, doğa katliamına karşı duranları, ötekileştirenlerin haklarını savundukları için 2 bin kişinin tutuklandığını ifade ederek, “KCK operasyonu adı altında 2 bin Kürt siyasetçi, Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesi için mücadele edenleri cezaevine konuldu. 2 yıldır cezaevinde bulunan Kürt siyasetçiler ile seçilmişlerinin tek suçu demokrasinin savunuculuğunu yapmalarıydı” dedi. Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Belediye Başkan Yardımcısı Alican Önlü’nin eşi ve çocuklarının da katıldığı açıklamada, Önlü’nün eşi Hayriye Önlü’nün sürekli ağlaması duygulu anlara neden oldu. Kitle daha sonra Seyit Rıza Meydanı’nda kurulan “Demokratik Çözüm Çadırı”na doğru yürüyüşe geçti.

BATMAN

Batman Belediyesi çay bahçesinde kurulan “Demokratik Çözüm Çadırı” önünde yapılan eyleme, aralarında BDP İl Eşbaşkanları Saadet Becerikli, Şehmus Aslan, Belediye Başkanvekili Serhat Temel, sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu yüzlerce kişi katıldı. “Hefteya 68’min, Pêncşema reş İradeyên me hejî girtîne” pankartının açıldığı “Kara Perşembe” eyleminde konuşan Tüm Bel-Sen Batman Temsilcisi Muzzafer Çınar, siyasi soykırım operasyonlarının ikinci yılına girdiğini, Kürt siyasetçilerinin tutuklanmasından sonra geçen iki yıla rağmen tutuklamaların, gözaltı ve soruşturmaların hızından hiçbir şey yitirmediğini söyledi. Çımar, “Önümüzdeki hafta Diyarbakır’da içinde Belediye Başkanımız Sayın Nejdet Atalay’ın da bulunduğu seçilmiş Kürt siyasetçilerin duruşması var. Bütün Batman halkını bu duruşmalara katılmaya, seçilmişlerine reva görülen bu muameleyi protesto etmeye davet ediyorum” dedi. Çınar’ın konuşmasından sonra kitle beş dakikalık oturma eylemi yaptı.

KIZILTEPE

Kızıltepe’deki “Kara Perşembe” eylemi bu hafta da “Demokratik Çözüm Çadırı” önünde gerçekleştirildi. Eyleme Kızıltepe Belediye Başkanvekili Şerife Alp, Mazıdağı Belediye Başkanı Hasip Aktaş, Derik Belediye Başkanı Çağlar Demirel, BDP Mardin İl Başkanı Sedat Dağ, BDP Kızıltepe İlçe Eşbaşkanı Gurbet Tekin, MEYADER üyeleri, BDP ilçe örgütü yöneticileri, KESK Mardin Şubeler Platformu üyeleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda belediye çalışanı ve yurttaş katıldı. Eylemde tutuklu Belediye Başkanı Ferhan Türk’ün fotoğraflarının yanı sıra, “Başkanımızı istiyoruz” ve “Vîna gelê kurd nayê kelemçek bikin” yazılı pankartlar açıldı. Açıklamayı yapan Kızıltepe Belediye Meclis Üyesi Osman Akkoyun, “Demokratik Çözüm Çadırları”nın bölge halkının demokratik çözümden yana tavrını ortaya koyduğunu ifade etti. Hükümetin Kürt sorununa karşı çözümsüz politikaları yanında demokratik çözüm taleplerine karşı polis şiddetine başvurmasının kabul edilemez olduğunu belirten Akkoyun, “Son günlerde çözüm çadırlarında Cuma namazların kırılması Başbakan Tayip Erdoğan kızdırmış olacak ki bu tür yerlerde kılınan Cuma namazları bölücülükle ifade ediyor” dedi. Eylem 5 dakikalık oturma eylemi ile sona erdi.

IĞDIR

Iğdır’da Demokratik Çözüm Çadırı önünde, belediye meclis üyeleri, BDP İl Örgütü yöneticileri ve yurttaşların katılımı ile basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı yapan BDP İl Yöneticisi Kemal Tuncer, 2002 yılından beri AKP’nin Bölge’de “sömürgeciliğin” sürdürücüsü rolünü üstlendiğini söyledi. AKP’nin ve onun yerel uzantısı yerel işbirlikçilerinin Kürt sorununun çözümsüz bırakmak için tüm imkanlarını kullandığını söyleyen Tuncer, “AKP adeta bir korku imparatorluğunu inşaa etme hevesiyle Kürt halkına ve tüm muhalif güçlere yönelik baskı ve sindirilmeyi rutin bir işlem haline getirmiştir” dedi. AKP’nin Kürt siyasetçilere “KCK” adı altında yaptığı operasyonlarla Kürt siyasetini “şiddet sarmalına” itmeye çalıştığı değerlendirmesinde bulunan Tuncer, “AKP kendi iktidarı için nerdeyse ülkenin tamamını bir savaş havasına sokmuştur” diye konuştu.DİHA

‘6111’ bilgilendirme toplantısı

14 Nisan 2011 Perşembe 16:18

‘6111’ bilgilendirme toplantısı

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 6111 sayılı torba yasa ile ilgili bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

ERKAN ÇAPRAZ / YÜKSEKOVA HABER

YÜKSEKOVA – Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’nın talebini değerlendiren Yüksekova Malmüdürlüğü ilçedeki vergi mükelleflerini ‘torba yasa’ hakkında bilgilendirme amaçlı bir toplantı düzenledi.

61278

Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı toplantı salonunda düzenlenen bilgilendirme toplantısına Yüksekova Malmüdürü Ali Gezegen, Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim kurulu Başkan Yardımcısı Necip Baskın, Şoförler Odası Genel Sekreteri Rıfat Özcanan, ihracatçılar ve tüccarlar katıldı.

Toplantıda Yüksekova Malmüdürü Ali Gezegen hazırladığı sunum eşliğinde bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 6111 sayılı kanunla ilgili bilgilendirmede bulundu. Toplantıya muhasebeci ve mali müşavirlerin katılım sağlamaması dikkat çekti.

Katılımcılara torba yasa ile ilgili bilgilendirici kitapçıkların dağıtıldığı toplantı Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen kokteylle son buldu.

61279

61280

61281

Bu haber toplam 451 defa okunmuştur