BDP’nin il il aday listesi

11 Nisan 2011 Pazartesi 11:12

BDP’nin il il aday listesi

Seçimlerde bağımsız adayları destekleyeceğini duyuran BDP, adaylarını açıkladı. 39 ilden gösterilen 61 aday “Demokratik Özerklik, Demokratik Cumhuriyet için Özgürlük ve Demokrasi Adayları” ismi ile seçime girecek.

ZEKİ DARA / YÜKSEKOVA HABER

DİYARBAKIR – Günlerdir süren yoğun çalışma ve tartışmaların ardından BDP destekleyeceği bağımsız adayları açıkladı. “Demokratik Özerklik, Demokratik Cumhuriyet için Özgürlük ve Demokrasi Adayları” ismi ile açıklanan listede, 39 ilden toplam 61 aday bulunuyor. 13’ü kadın olan adayların yaş ortalaması 48. Adayların 35’i üniversite, 20’si lise, 5’i ise ilkokul mezunlarından oluşuyor. 6’sı eğitimci, 13’ü avukat, 5’i mühendis, 2’si işçi, 2’si doktor, biri eczacı, 3’ü sanatçı ve biri ekonomist olan adayların geriye kalanları ise serbest meslekle uğraşıyor.

60948

Cegerxwin Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında birçok aday hazır bulunurken, adaylık için istifa eden BDP Eş Genel Başkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, DTK Eş Başkanı Ahmet Türk divanda yer aldı.

Toplantıda açıklamayı ise Kışanak yaptı. “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” olarak seçimlere bağımsız adaylarla girme kararı aldıklarını hatırlatan Kışanak, 61 bağımsız aday ile 39 ilde seçimlere katılacaklarını söyledi.

Kışanak’ın ardından konuşan Selahattin Demirtaş ise, listenin Demokratik Türkiye fotoğrafı olduğunu belirterek adayları açıkladı.

İŞTE BDP’NİN DESTEKLEYECEĞİ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

DİYARBAKIR: Leyla Zana, Hatip Dicle, Nursel Aydoğan, Emine Ayna, Altan Tan, Şerafettin Elçi

AĞRI: Murat Öztürk, Halil Aksoy

HAKKARİ: Esat Canan, Selahattin Demirtaş, Adil Kurt

BATMAN: Bengi Yıldız, Ayla Akat

VAN: Nazmi Gür, Kemal Aktaş, Özdal Üçer, Aysel Tuğluk

MERSİN: Ertuğrul Kürkçü,

MARDİN: Ahmet Türk, Gülseren Yıldırım, Erol Dora

ADANA: Murat Bozlak

SİİRT: Gültan Kışanak

İSTANBUL: Mustafa Avcı, Sabahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel

BİNGÖL: İdris Balukan

DERSİM: Ferhat Tunç

MUŞ: Sırrı Sakık, Demir Çelik

URFA: İbrahim Binici, Ibrahim Ayhan

ANTEP: Akın Birdal,

KARS: Mülkiye Birtane

ARDAHAN: Yüksel Avşar,

ADIYAMAN: Veli Büyükşahin

ŞIRNAK: Hasip Kaplan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız

IĞDIR: Pervin Buldan

BİTLİS: Hüsamettin Zenderlioğlu

ELAZIĞ: İsa Gürbüz

ERZURUM: Sabahattin Yılmaz

KONYA: Hacı Mehmet Bozdağ

BALIKESİR: Turan Cengiz

BURSA: Mehmet Denizbüyük

DENİZLİ: Kemal Beler

KOCAELİ: Emrullah Bingöl

MALATYA: Gani Şavata

MARAŞ: Mustafa Mamutlu

MUĞLA: Şehbal Şenyurt

OSMANİYE: Kamuran Bablak

ANKARA: Sadrettin Güvener, Cerciş Utaş

İZMİR: Erdal Avcı, Mehmet Dağhan,

KIRŞEHİR: Sait Karadaş

ANTALYA: İslam Nergiz

MANİSA: Nizamettin Öztürk

AYDIN: Mehmet Bayraktar

YALOVA: İhsan Coşkun

‘EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOĞU’ BİLŞENLERİ

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” bileşenleri şöyle: BDP, EMEP, KADEP, EDP, SDP, Yeşiller Partisi, EHP, DİP, DSİP, İKP, İSP, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi, İşçi Cephesi, KÖZ, Sosyalist Birlik Hareketi, Sosyalist Gelecek Parti Hareketi, Sosyalist Dayanışma Platformu, Toplumsal Özgürlük Platformu, Türkiye Gerçeği.

60949

Adaylar başvurularını yaptı

11 Nisan 2011 Pazartesi 16:15

Adaylar başvurularını yaptı

‘Demokratik Özerlik, Demokratik Cumhuriyet için Özgürlük ve Demokrasi Adayları’ sloganı ile yola çıkan ‘Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’ adayları İl Seçim Kurulları’na başvuru yaptı.

DİYARBAKIR

Diyarbakır’dan aday gösterilen eski DEP Milletvekili Leyla Zana, aday olmak için istifa eden KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, Yazar Altan Tan, Nursel Aydoğan İl Seçim Kurulu’na başvurularını yaparken, “KCK davası”ndan tutuklu bulunan eski DEP Milletvekili Hatip Dicle de avukatı aracılığıyla başvurusunu yaptı.

haberinfotolari.gif

Adaylara, BDP Diyarbakır İl Başkanı M. Ali Aydın ile BDP’li ilçe başkanları, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile ilçe belediye başkanları da eşlik etti. Başvurunun ardından basın mensuplarına konuşan Leyla Zana, “Sözde değil özde bir barışın olması için bütün halklara bütün ülkeye hayırlı uğurlu olsun” dedi. Ardından konuşan Altan Tan, “Memleketimiz için hayırlı uğurlu olsun. Bütün arkadaşlarımızla daha demokratik bir Türkiye ve daha özgür ve tüm kimlik haklarını almış bir Kürt halkı için mücadele edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şerafettin Elçi, “Halkımıza hayırlı olsun. Bugüne kadar varlığı reddedilen ezilen Kürt halkının kurtuluşu için, özgürlüğü için onuruyla huzur içinde yaşaması için önemli bir adım olacak. Bu adım Türkiye’nin de hayrına olan bir adımdır” dedi. Emine Ayna ise, “Türkiye’deki demokrasi güçlerinin birlikteliğini gösteren bir alternatiftir. Türkiye önünde ciddi bir şans var. Umarım Türkiye halkları bu şansı değerlendirir” dedi. Son olarak konuşan Nursel Aydoğan da, “Çözüme doğru ilerlerken en iyi sonucu almak için mücadelemiz devam edecek. Demokratik Türkiye yolunda özgürlük yürüyüşümüz devam edecek” dedi.

VAN

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’nun” Van milletvekili adaylarından Aysel Tuğluk, Nazmi Gür, Özdal Üçer, “Demokratik Çözüm Çadırı’nda” aralarında Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, BDP İl eşbaşkanları Fevziye Şiran, Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, Cüneyt Caniş bulunduğu yaklaşık bin kişi ile bir araya gelerek, buradan İl Seçim Kurulu’na yürüdü. Van Adliyesi’ne giden milletvekili adayları burada adaylık başvurularını yaptı. “KCK” adı altında yapılan operasyon kapsamında tutuklu bulunan Van Milletvekili Adayı Kemal Aktaş’ın başvurusunu ise avukatı Cüneyt Caniş yaptı. Adayların içerde başvuru işlemleri sürerken, dışarıdaki kitle ise “Kürdistan halkı sizinle gurur duyuyor”, “Biji Serok Apo” şeklinde sloganlar atarak, alkışlarla adaylara destek verdi.

‘Birlikte yaşama dair iradenin hayat bulması için mücadele ediyoruz’

Adliye çıkışında açıklama yapan “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu Van Bağımsız Milletvekili Adayı Aysel Tuğluk, Kürt sorunun çözülmesi açısından mecliste yer almalarının önemine dikkat çekti. Kürt sorunun demokratik çözümünde 12 Haziran’da ortaya çıkacak iradenin belirleyeceğine işaret eden Tuğluk, “Emek, özgürlük ve demokrasi adayları olarak birlikte yaşamaya dair iradenin hayat bulması, Kürt halkının haklı taleplerinin zemin bulmasında bir çözüm gücü ve muhatabı olmak için mücadele edeceğiz. İki halkın barışçıl temelde bir arada yaşamasının gerekliliğini ortaya koyuyoruz. Biz bir hukuk oluşturmasını istiyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz” dedi.

Hiç bir gencin yaşamını kaybetmesini istemediklerini kaydeden Tuğluk, “Akan kanın durması için artık yeter diyoruz. Biz artık ölümler olmadan bu meseleyi hal edelim diyoruz” şeklinde konuştu. Siyasi yasaklı olduklarından gruba geçemeyeceklerini ancak fiili olarak engellemeyi aşacaklarını söyledi. Nazmi Gür ise, bundan sonra artık çalışmalara başlayacaklarını ve başarıyı yakalayacaklarını söyledi.

BİNGÖL

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” Bingöl adayı Dr. İdris Baluken Bingöl İl Seçim Kurulu’na başvurdu. Kalabalık bir kitle ile birlikte seçim kuruluna gelen Baluken kısa bir konuşma yaptı. Ülkedeki savaş gerçeğinin değişmesi ve içinde bulunulan sürecin barışa evirilmesi için mücadele edeceklerine belirten Baluken, “Demokratik ve sivil bir anayasanın demokratik özerklik temelinde hazırlanması gerekir. Baskıcı merkeziyetçi ulus devleti yerine âdemi merkeziyetçi, yerinden yönetilen bir yönetim modelinin oluşturulması temel hedefimiz olacaktır. AKP Bingöl’ün 8 yılını heba etmiştir. Bu 8 yıl sadece Bingöl için değil ülke için heba edilmiş kanaatindeyiz” dedi. Konuşmaların ardından Baluken başvurusun yaptı.

haberinfotolari.gif

BATMAN

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” Batman adayları Ayla Akat Ata ve Bengi Yıldız 12 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlerde Batman’dan bağımsız milletvekili adaylığı için resmi başvurularını yaptı. BDP Batman İl Eş Başkanları Şehmus Aslan ile Saadet Becerikli, Belediye Başkanvekili Serhat Temel ve parti yöneticilerinin de aralarında bulunduğu kalabalık bir grupla Yüksek Seçim Kurulu’na giden Ata ve Yıldız buradaki gerekli işlemlerini tamamlanmasından sonra adliye çıkışında kısa bir açıklama yaptı.

URFA

Urfa’da “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”‘nun desteklediği bağımsız adayların adaylık münacatı yapıldı. ‘KCK davası’ndan tutuklu İbrahim Ayhan’ın avukatı Sevda Çelik Özbingöl ile geçirdiği trafik kazasından ötürü Ankara’da tedavi gören İbrahim Binici’ni yerine vekâletten Behzat Binici BDP il binasından kalabalık bir grup ile İl Seçim Kurulu’na giderek başvuru yaptı.

SİİRT

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”nun Siirt’te adayı istifa eden BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak kent girişinde kitlesel karşılandı. Karşılamaya BDP PM Üyesi Nezir Gülcan, BDP Siirt il Başkanı Faruk Sağlam, Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Kurtalan Belediye Başkanı Necat Yılmaz, Eruh Belediye Başkanı Melihan Oktayı, BDP İlçe yöneticileri ve binlerce yurttaş katıldı. İl binası önünde Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri tarafından karanfillerle karşılanan Kışanak, il binasına geçti.

‘Botanın tarihsel misyonunda denk düşen bir zaferi kazanacağız’

Kısa bir konuşma yapan Kışanak, böylesi tarihsel bir süreçte, halkın ve partisinin verdiği görevi onur duyarak kabul ettiğini söyledi. Kışanak, “Bu mücadele halkın mücadelesi, bu mücadele sizin mücadeleniz. Bu mücadeleyi bugüne kadar getiren sizin emeklerinizdir, sizin verdiğiniz bedeller, sizin ödediğiniz bedellerdir. Botan’ın bu özgürlük mücadelesinde çok ayrı bir önemi vardır. Özgürlük mücadelesinde ilk kıvılcımlarının çakıldığı bir merkezdir Botan. Bu nedenle Botan’ın tarihsel misyonuna denk düşen tarihsel bir zaferi kazanmalıyız” dedi. Kışanak konuşmanın ardından binlerce kişi ile birlikte İl Seçim Kurulu’na kadar yürüdü. Yürüyüşte “Biji Serok Apo” sloganlarının atılması üzerine kortejinin önünü polis tarafından kesildi. Yapılan görüşmelerin ardından devam eden yürüyüşün ardından Kışanak, İl Seçim Kurulu’na adaylık başvurusunu yaptı.

MARDİN

Mardin’de “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” adayları Ahmet Türk, Erol Dora ile halen “KCK” davası kapsamında tutuklu bulunan Gülser Yıldırım adına Avukatı Azat Yıldırım adaylık başvurusu yaptı. Başvurunun ardından kısa bir açıklama yapan Türk, Türkiye demokrasisine katkıda bulunmak için yola çıktıklarını söyledi. Mardin’de nüfusu asimilasyon sonucu azalan Süryanileri temsilen de adaylarının bulunduğunu hatırlatan Türk, “Asıl amacımız parlamentoya demokrasiyi taşımaktır. Demokrasi cephesi adayları olarak, yalnızlaştırılan Kürt halkının ve ezilen kesimlerin ortak adayları olacağız “dedi. Türk’ün konuşmasının ardından Türk ile birlikte BDP Mardin İl yöneticileri ile İlçe ve Belde Belediye Başkanlarından oluşan heyet Nusaybin ve Kızıltepe’de bulunan “Demokratik çözüm çadırları”na ziyarette bulunmak üzere yola çıktı.

ŞIRNAK

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” Şırnak adaylarından Hasip Kaplan dün İl Seçim Kurulu’na başvuru yaparken, “KCK” davasından tutuklu bulunan Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız’ın avukatları da vekâletten başvuruyu bu gün yaptı.

haberinfotolari.gif

ANTEP

Antep’te “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”nun desteklediği bağımsız aday Akın Birdal il seçim kuruluna adaylık için başvuruda bulundu. Birdal’a Antep BDP İl Başkanı Bedran Fermanoğlu ve kalabalık bir grup eşik etti. Birdal başvurusunu yaptıktan sonra beraberindekiler ile birlikte Vatan Mahallesi’nde kurulan “Demokratik çözüm çadırı”nı ziyaret etti.

DERSİM

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”nun adayı Sanatçı Ferhat Tunç, il seçim kuruluna adaylık için başvuru yaptı. Dersim Belediye Başkanı Edibe Şahin, İl Genel Meclis Başkanı Serdar Erdoğan ile Pertek Belediye Başkanı Kenan Çetin ile BDP PM Üyesi Emrali Çelebi’nin yanı sıra BDP’li seçilmişler de Tunç’a eşlik etti. Yapılan başvurunun ardında konuşan Tunç, Dersim halkının onurlu günler beklediğini ifade etti. Heyecanlı olduğunu ifade eden Tunç, baharı zaferle taçlandıracaklarını kaydederek, “Bu görevi onurlu bir görev olarak kabul ediyorum. Bu tarihe ve bu kültüre laik olmak benim en büyük sorumluluğum dâhilinde olacaktır. Kürt sorunu ile bağlantılı birçok sorun maalesef şimdiye kadar sistem partileri tarafından ötelenmeye çalışılmış, manipüle edilmeye çalışılmış. Bölgenin gerçekleri görmezden gelinerek halkımız ötekileştirilmeye çalışılmış. Bu süreçte parlamentoda yer aldığımız dâhilinde bu gerçekleri Türkiye’nin gündemine koyacağımızı belirtmek istiyorum” dedi.

MERSİN

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”nun Mersin adayı Ertuğrul Kürkçü, kente gelişinde coşkuyla karşılandı. Kürkçü’yü karşılayanlar arasında binlerce kişinin yanında BDP İl Başkanı Cihan Yılmaz, Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, il ve ilçe örgütleri temsilcileri’de vardı. Karşılamanın ardından Kürkçü ve beraberindekiler Güneş Mahallesi’nde kurulan ‘Demokratik çözüm çadırı’nı ziyaret etti. Barış nöbetindeki barış annelerinin alkış ve zılgıtlarıyla karşılanan Kürkçü, yurttaşlarla sohbet etti. Kürkçü, barış çadırlarını ziyaretinin ardından, bağımsız milletvekilliği başvurusu için beraberindeki heyetle birlikte ilk olarak BDP Mersin İl Örgütü binasına geçti. Burada yapılan basın toplantısına yoğun ilgi vardı. Kısa bir konuşma yapan Kürkçü, “Biz, Kürt Özgürlük Hareketi, folklorik bir hareket, sadece sazı ve sesiyle Türkiye’nin rengi gibi anlatılmaya çalışılan bir şey değildir. Hakiki bir damar, kurucu bir inisiyatif, kısacası Türkiye’yi kuran güçlerden biri olarak gördüğümüz ve yeni Türkiye’yi kurmak için Kürtlerle birlikte mücadele etmek istiyoruz” dedi. Basın toplantısının ardından Kürkçü ve BDP’liler Mersin Adliyesi’ne gelerek, İl Seçim Kurulu’na başvuru yaptı.

İSTANBUL

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” İstanbul adayları Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Mustafa Avcı ve Levent Tüzel, birlikte İl Seçim Kurulu’na gelerek milletvekili adaylığı başvurularını yaptı. Başvuru için öğlen saatlerinde Seçim Kurulu’na gelen Tuncel, Önder, Avcı ve Tüzel’e başvuruları esnasında kalabalık bir grup tarafından destek verildi. Seçim kuruluna adaylık için başvuru yaptıktan sonra dışarıya çıkan bağımsız adaylar, dışarıda kendilerini bekleyen gazeteci ordusuna açıklamada bulundu. Tuncel, “Gönül isterdi ki oluşturduğumuz ittifak ile meclise girelim. Fakat ayıpla seçim barajı bu isteğimize engel” dedi.

‘Onurlu ittifak koridoru oluşturacağız’

Yeni bir meclisin bütün ezilenler için yeni bir koridor anlamına gelecek olduğunu ifade eden Sırrı Süreyya Önder ise, yaptıkları bu onurlu ittifakında bu koridoru açmak için mücadele edeceğini söyledi. Mevcut yapıdaki siyasi yelpazenin yanında kendi oluşturdukları yelpazenin tüm renkleri bir arada bulunduran anlamlı bir yelpaze olduğunun altını çizen Önder, önlerindeki iki aylık süreci, barışa çevirmek için ellerinden gelen tüm çabayı göstereceklerini belirtti. Bağımsız adaylık için başvuran isimler konuşmaların ardından yine alkış ve zılgıtlar eşliğinde İl Seçim Kurulu’ndan ayrıldı.

BURSA

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” tarafından Bursa’dan bağımsız aday olarak gösterilen Mehmet Deniz Büyük de, sabah erken saatlerde kalabalık bir destekçi grubu eşliğinde Bursa Adliye Sarayı’na gelerek adaylık başvurusunda bulundu. Başvurunun ardından konuşan Büyük, devletin BDP’nin bağımsız adayları desteklemesi sonrası kendilerine karşı acımasız davrandığını ifade etti. Büyük, “Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde bir imzada Bursalı demokrat ve yurtseverlerden gelecek” dedi.

ADANA

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”nun Adana adayı Murat Bozlak, İl Seçim Kurulu’na başvurdu. Seyhan İlçesi Ova Mahallesi’ndeki “Demokratik Çözüm Çadırı”nı ziyaret eden Bozlak, burada kısa bir konuşma yaptı. Bozlak, “Yüzde 10’luk seçim barajı, Türkiye’de BDP’nin önüne konulan bir hukuksal engeldir. BDP sivil itaatsizlik eylemleriyle bunları aşmaya çalışmaktadır. BDP’nin sunduğu talepler kabul edilebilir olduğu, BDP’nin desteklediği Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’nun adayı olarak seçim kuruluna başvurdum” dedi.

İZMİR

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” İzmir adayları Erdal Avcı ve Mehmet Tanhan’da İzmir Adliyesi’ne gelerek İl Seçim Kurulu’na başvuruda bulundu.

ELAZIĞ

Elazığ’da “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”nun desteklediği aday İsa Gürbüz İl Seçim Kurulu’na BDP il yöneticileriyle birlikte gelerek başvuru yaptı. DİHA

Danıştay YGS’yi iptal etmedi

11 Nisan 2011 Pazartesi 15:54

Danıştay YGS’yi iptal etmedi

Açılan iptal davasında Danıştay bugün kararını verdi, dosya Ankara İdare Mahkemesi’ne gönderildi.

ANKARA – 27 Mart 2011’de yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) iptali için Danıştay’a açılan davada ilk karar verildi.

Danıştay, Yükseköğretime Geçiş Sınavının iptali istemiyle açılan davada, ”düzenleyici işlem niteliğinde olmaması nedeniyle” dosyayı Ankara İdare Mahkemesine gönderdi.

Ankara İdare Mahkemesi’nin sınavla ilgili vereceği karar için Danıştay’a itiraz başvurusu yapılabilir.

Bu arada, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin Ölçme-Değerlendirme Bölümü, şifre tartışmalarına konu olan YGS’nin iptal edilmesi gerektiğini savundu.

Ölçme ve Değerlendirme Bölümü tarafından hazırlanan raporda, bilimsel ölçülerle hazırlanan bir testte soruların konu birliği içinde kolaydan zora doğru, şıkların ise küçükten büyüğe doğru sıralanması gerektiği vurgulandı.

Güvenlik gerekçesiyle YGS’de bu ilkelerin ihlal edildiğini belirten raporda, adaya özgü kitapçığın bazı adayların lehine, bazılarının aleyhine sonuçlar doğuracağının altı çizildi.

“Ölçme değerlendirme uzmanı olan kimse bu sınava ‘olur’ vermez” denilen raporda, sınavın iptalini ve bu yıla özgü olarak birinci ve ikinci basamakların bir arada yapılmasını önerildi.

En pahalı ‘yellenme’

17 Mart 2011 Perşembe 09:22

En pahalı ‘yellenme’

Cep telefonuna indirilen ve birbirinden değişik ”gaz çıkarma” sesi çıkaran bir uygulama, açık artırmaya çıkarıldı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, akıllı cep telefonu satışlarının artmasına paralel olarak bu telefonlarda kullanılan uygulama sayısı da artıyor. Birbirinden değişik uygulamalar ücretli ve ücretsiz olarak yüklenebilirken, bazı uygulamalar binlerce kişi tarafından cep telefonlarına indiriliyor.

Apple’ın iPhone uygulaması iFart’ın yazılım haklarını Ebay üzerinden satışa çıkaran ve 1 milyon dolar isteyen Infomedia şirketi ise 55 bin 513 dolarlık teklif aldı.

iTunes üzerinde 0,99 dolara satılan, yaklaşık 14 MB büyüklüğündeki iFart isimli uygulama, piyasaya sürüldüğü Aralık 2008’den hemen hemen iki yıl sonra bu ay, yazılımcısı tarafından telif hakları ile eBay açık artırma sitesi üzerinden 1 milyon dolar ücretle satışa sunuldu.

Sitede 10 gün süren artırmada 21 teklif ile rakam 55 bin 513 dolara yükseldi, ancak şirketin belirlediği minimum satış rakamına ulaşamadığı için alışveriş gerçekleşmedi.

iFart uygulaması, önceden kaydedilmiş farklı ”gaz çıkarma” seslerinin zaman ayarlı olarak çalınması temeline dayanıyor.

Güvenli internet zorunluluğu geliyor

21 Mart 2011 Pazartesi 11:19

Güvenli internet zorunluluğu geliyor

BTK İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı’nın onaylanarak yürürlüğe girmesine karar verdi.

Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 10 uncu maddesine dayanılarak hazırlanan usul ve esasların amacı; güvenli internet hizmeti sunumu ve kullanımı kapsamında internet hizmeti sunan işletmecileri ve internet hizmetinden yararlanan bireysel aboneleri güvenli internet kullanımı konusunda yönlendirmek olacak.

BTK tarafından duyurulan taslak çalışma için kamuoyu görüşleri alınacak ve görüşlerin toplanmasının ardından yönetmeliğin 6 ay içerisinde yürürlüğe girmesi bekleniyor.

GÜVENLİ İNTERNET HİZMETİ NASIL VERİLECEK

Taslağın yürürlüğe girmesi ile birlikte işletmecilere de yeni bir zorunluluk doğacak. Taslakta belirlenen tanıma göre güvenli internet hizmeti, alan adı, IP ve port listesi üzerinden seçilen profile göre sunulan filtreleme işlemlerini kapsayacak ve bu hizmet abonelerin talebi üzerine işletmeciler tarafından sunulmak zorunda olacak.

KULLANICILAR PROFİLLERİNİ KENDİ SEÇECEK

BTK tarafından belirlenen usul ve esaslara göre internet hizmeti sunan işletmeler güvenli internet hizmetini standart, çocuk, aile ve yurtiçi internet profili olarak 4 farklı kategori de sunacak. Aboneler kendilerine göre uygun olan profil türünü seçerek bağlı olduğu işletmeciye abonelik sözleşmesi, internet sitesi veya çağrı merkezleri üzerinden bildirecek. İşletmeci talep edilen profil doğrultusunda güvenli internet paketini kullanıcılarına sunacak. Ayrıca işletmeciler güvenli internet paketini kullanıcılara ekstra bir ücret talep etmeden sunma zorunluluğunda olacak.

Güvenli İnternet hizmeti almak isteyen abonelere işletmeciler tarafından bir kullanıcı adı ve şifre tahsis edilecek. Abone, bu kullanıcı bilgileri aracılığı ile işletmeciler tarafından tasarlanan bir internet sitesi üzerinden, internet kullanımını kullanıcı profillerine göre düzenleyebilecek. Aboneler istedikleri an kullanıcı adı ve parola bilgileri ile profiller arasında geçiş yapabilecek.

YÖNETİM BTK’DA

Kullanıcı profilleri kapsamında filtrelenecek alan adı, IP ve portların tutulduğu liste, “Erişim Engelleme Kararlarının Aktarılması Projesi” kapsamında İşletmecilerle BTK arasında kurulmuş bulunan noktadan noktaya güvenli veri hatları üzerinden işletmecilerle paylaşılacak.

BTK veritabanında tutulan veriler bir web servis aracılığı ile güvenli hat üzerinden işletmecilerin kullanımına açılacak. İşletmeciler, BTK’nın belirlediği periyotlarla filtrelenecek alan adı, IP ve portlara ait listeleri kendi sistemlerine çekmek, söz konusu listeleri güncellemek ve BTK’dan alacakları verileri abonelerine sunacakları güvenli internet hizmeti kapsamında çalışan sistemlerine derhal aktarmakla yükümlü olacaklar.

BTK gönderilerin verilerin üçüncü şahıslarla paylaşılmaması konusunda işletmecileri yükümlülük altına alacak. BTK tarafından veritabanındaki tüm verilerin ayrı ayrı Dosya Bütünlük Değeri (hash kodu) alınacak ve işletmecilerle Dosya Bütünlük Değerleri paylaşılacak. Bu sayede veri güvenliği konusunda da tedbir alınmış olacak.

Kadın hakları savunucularını kızdıran oyun

31 Mart 2011 Perşembe 00:17

Kadın hakları savunucularını kızdıran oyun

Bu oyun daha çıkmadan ortalığı fena karıştırdı. Nedeni aşırıya kaçan cinsellik ve oyundaki kadınlar!

Duke Nukem Forever’da kadınları zorla alıkoyup kaçmak istediklerinde tokatlamanız gerekmesi, bazı oyuncuların ve kadın haklarını savunan grupların tepkisini çekti.

Oyunun 1996’da çıkan sürümü Duke Nukem 3D, 3.5 milyon kopya satmış ve video oyunları dünyasında değişime yol açmıştı. Oyunda kadınlar striptizci ve fahişe olarak gösteriliyordu. Oyunun son sürümünde ise cinsiyetçilik bir seviye daha ileri taşınıyor. Oyunda bulunan tartışmalı ‘Capture the Babe’ (bebeği yakala) modunda taşıdığınız kız kaçmaya çalıştıkça bir düğmeye basarak onu tokatlıyorsunuz.

ÖNCEDEN SALDIRGANDI ŞİMDİ DAHA DA KÖTÜ

FoxNews.com’dan Kadın Medya Merkezi başkan yardımcısı Jamia Wilson, konu hakkında şunları söylüyor: ‘(Oyun) önceden saldırgandı ancak şimdi daha da kötü.’ ‘Bu bayan tasvirleri, özellikle genç yaştaki kızlar için çok zararlı.’

Gamehelper.com’dan editör Duke Ferris ise cinsiyetçiliğin Duke Nukem Forever’ın dahili bir parçası olduğunu söylüyor: ‘Kadının nesneleştirilmesi oyunun anlamı.’ Duke Nukem Forever’ın 14 Haziran’da piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Yerçekimi her yerde eşit değil

02 Nisan 2011 Cumartesi 09:06

Yerçekimi her yerde eşit değil

Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) uzaya gönderdiği GOCE uydusu, yerçekiminin dünyanın her yerinde aynı olmadığını tespit etti.

İki yıl önce fırlatılan uydu, bugüne kadar 70 milyon fotoğraf çekti. Veriler ışığında yerkürenin şu ana kadar yapılmış en detaylı yerçekimi haritasını hazırladıklarını belirten bilim insanları, fotoğraflardan elde edilen 50 saniyelik görüntüyü yayımladı. Haritadaki sarı alanlar, yerçekiminin normalden fazla olduğu bölgeleri, mavi alanlarsa normalden az olduğu yerleri gösteriyor.ESA, okyanusların nasıl hareket ettiği ve güneş ısısının nasıl dağıldığına ilişkin yeni olguların ortaya konduğu gözlemlerin, iklim çalışmalarına da ışık tutacağını söylüyor. Uydu, 2012 sonuna kadar veri toplamaya devam edecek

21. yüzyılın Che’si: İnternet

02 Nisan 2011 Cumartesi 15:56

21. yüzyılın Che’si: İnternet

ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın teknoloji danışmanları sosyal medyanın politikaya etkisini değerlendirdi: Ortadoğu’da olanlar, teknolojinin neden olduğu bir devrim değil, ancak teknoloji bunda büyük rol oynadı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın teknolojik yenilikler konusundaki danışmanları, sosyal medyanın güncel politikayı nasıl etkilediğini değerlendirdikleri makalede, “internetin, 21. yüzyılın Che Guevara’sı” olduğuna dikkat çekti.

“NATO Review” dergisinin son sayısında yayımlanan ve Clinton’ın danışmanı Alec Ross ve meslektaşı Ben Scott tarafından kaleme alınan “Sosyal Medya: Neden, Sonuç ve Yanıt” (Social media: cause, effect and response) adlı makalede, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki muhalif hareketlerin gelişiminde sosyal ağların ve internetin rolü masaya yatırıldı.

Ross ve Scott, Clinton’ın Ocak 2009’da göreve geldiğinde dünya üzerinde 4,1 milyar mobil telefon bulunduğuna, bugün bu sayının 5 milyarı aştığına dikkat çekerek, bu artışın özellikle gelişmekte olan ülkelerde görüldüğünü kaydetti. Ses ve veri aktarımına imkan veren telefon cihazlarının, ekonomik büyüme ve sosyal mobilitenin güçlü araçları haline geldiğini vurgulayan uzmanlar, iletişim, altyapı ve nüfustaki mesafelerin, tarihte görülmedik biçimde kısaldığına dikkat çekti.

İnternetin ulus ötesi bir altyapı olarak ortaya çıkışının kitle iletişiminde dönemsel bir değişimden daha fazlası anlamına geldiğini, bunun tek bir ağda birleşen üçlü bir paradigma değişimine işaret ettiğini belirten uzmanlar, bu değişimi şöyle açıklıyor: “Kitle iletişiminin, basılı alandan yayına ve dijitale geçişi; iletişimin postadan telgrafa, daha sonra telefona ve internet aktarımına geçişi ve ekonomik altyapının deniz yollarından demiryolları ve karayollarına ve giderek artan bir şekilde internete aktarımı…”

Uzmanlar, bu karışıma uluslararası göçteki büyük artışları ve gelişmekte olan ülkelerde nüfusun yarısından fazlasını oluşturan gençleri de eklemek gerektiğini ve bu gelişmelerin dünya genelinde sosyo-ekonomik ve politik koşulları değiştirdiğini kaydetti. Makaleye göre bu gelişmelerin etkileri, “Cakarta’dan Nairobi’ye, Nairobi’den San Francisco’ya, durgunluğa dayanıklı bilgi ve bilişim teknolojisi pazarlarında; dünya genelinde yapılan insan genetiği ve iklim değişimi konusundaki araştırmaların işbirlikçi üretiminde ve Ortadoğu’daki muhalif hareketlerde” görülebiliyor. Gücün, önemli bir ölçüde, ulus devlet ve büyük kurumlardan küçük kurumlara ve bireylere geçtiğine dikkat çeken Ross ve Scott, “bu kaymanın dolayımlarının yeni yeni anlaşılmaya başladığını, bu karmaşanın teknoloji değil, dış politika alanında bir karşılık gerektirdiğini” kaydediyor.

-TEKNOLOJİK DEVRİM/DEVRİMCİ TEKNOLOJİ-

Ortadoğu’da olup bitenlerin, teknolojinin neden olduğu bir devrim olmadığını belirten uzmanlar, “devrime teknolojinin neden olmadığını, ancak bunda büyük bir rol oynadığını” belirtiyor.
Muhalif hareketleri, “genç işsizler, iktidarı elinde tutan ailelere duyulan tepki, yüksek gıda fiyatları ve diğer nedenlerin” doğurduğunu yazan uzmanlar, olaylar hakkında kesin sonuçlara varmak için henüz erken olduğunu, ancak bazı çıkarımlar yapılabileceğini kaydetti.

Ross ve Scott, “her şeyden önce teknolojinin, benzer görüşteki insan grupları arasında bağ kurulmasını sağlayarak politik değişimi hızlandırdığını ve eylemlerin oluşturulmasında gerçek zamanlı koordinasyon sağladığını; muhalif hareketi, uzun yıllar alan bir süreçten, haftalar ya da aylar süren bir zamana indirdiğini” belirtti.

Sosyal medyanın zayıf bağları güçlendirdiğini; farklı ilgileri ve geçmişleri olan insanları internet üzerinde ve daha sonra protesto gösterilerinde bir araya getirdiğini kaydeden uzmanlar, üçüncü olarak sosyal ağların, “liderliği çok çeşitli aktörler arasında bölüştürdüğünü” vurguladı.
Makalede, kitlelere ilham veren ve onları organize eden tek bir figür olmadığına işaret edilerek, “21. yüzyılın Che Guevara’sının internet olduğu” kaydedildi.

İnsanların organize olduğu sosyal medya platformlarının, ayrıca ana akım medyanın haber akışlarını da besleyerek değişimin hikayesini bölgeye ve dünyanın kalanına taşıdığına dikkat çeken uzmanlar, Tahrir meydanındaki gençlerin, Twitter kullanıcı adlarını yazdıkları posterler taşıdıklarında, Arap uydu kanallarının bu görüntüleri bütün dünyaya yayımladığını ve sokaktaki yerel seslere dikkat çektiğini yazdı.

Ross ve Scott, makalede şunları kaydetti: “Merkezi olmayan enformasyon ağlarının, özgür enformasyon akışına ve muhalif hareketlerine destek verdiği açık. İletişim teknolojileri, insanları fikirlerini paylaşmak ve daha önce ulaşamadıkları ya da yasaklanmış bilgileri keşfetme konusunda güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda dünyanın kalanında yaşamın nasıl bir şey olduğunu gösteren bir pencere açıyor.”

-DİKTATÖRLER Mİ, DEMOKRATLAR MI-

Makalede yeni teknolojilerin, “diktatörlere mi, demokratlara mı uygun olduğu tartışmasının” sona erdiğini belirten uzmanlar, ancak bunun “diktatörlerin bu teknolojileri etkili bir şekilde kullanmayacağı anlamına gelmediğine, aksine bu teknolojilerin onlar tarafından kullanıldığına” dikkat çekti. Uzmanlar, “sofistike gözetim araçlarıyla artan baskının tehlikelerinden” kimsenin şüphe duymadığını kaydetti.
“Modern politik, ekonomik ve sosyal yaşamın sinir sistemine sızan network teknolojilerinin, merkezi kontrole direnmeye eğilim gösterdiğine” değinen uzmanlar, sonrasında şu sorunun belirdiğini belirtti: “Bu güçleri, uluslararası toplumun yararına; ortak güvenlik, ekonomik refah ve politik isteklerin başarılması yolunda nasıl kullanabiliriz?”

Teknolojinin “agnostik” olduğu yorumunu yapan uzmanlar, teknolojinin toplumda bulunan mevcut sosyolojiyi genişlettiğini ve büyüttüğünü, “toplum demokrasi istiyorsa buna, başka bir şey istiyorsa ona hizmet ettiğini ve bir güç yapısını devirmeyi başarırsa, yenisinin kurulmamasının garantisi olmadığını” kaydetti.

Yazarlar şunları ifade etti: “Bu nedenle, ABD hükümetinin, insanların güçlendirilmesi ve gelişiminin araçları olarak iletişim teknolojilerine erişimi ve benimsenmesini destekleme politikası, teknoloji üzerine oynanmış bir bahis değildir. Bu, teknoloji yoluyla insanların ilerici arzularının etkinleştirilmesi üzerine oynanmış bir bahistir.”

-YENİ DİPLOMASİ

Sosyal medyanın hükümetlere, daha fazla insanla bağlantıya geçmek için güçlü bir araç sunduğunu, diplomasinin normalde, egemen ulus devletler arasındaki ilişkilerden oluştuğunu hatırlatan uzmanlar, 21. yüzyılda diplomasideki en kritik buluşun “insandan insana” diplomasi olduğuna değindi.

İletişim teknolojileri ve sosyal ağları kullanarak, farklı ülkelerden insanların, bugünün önemli konularında birbirleriyle iletişime geçebildiğini kaydeden Ross ve Scott, insanların teknoloji üzerinden “ortak sorunlar için çözümleri paylaşabildiğine, yeni fikirleri ödünç aldığına ya da dönüştürdüğüne, ulus ötesi sosyal ve ticari ortaklıklara yatırım yapabildiğine ve birbirlerini eğlendirdiğine” dikkat çekti.

Bu etkileşimin “meyvelerini vermeye başladığına” değinen uzmanlar, örnek olarak, “HIV virüsünün yayılmasıyla mücadele eden uluslararası sivil toplum kuruluşlarının, antiviral ilaçların nasıl kullanılacağı konusunda bilgi içeren metin mesajları kullandığını; Kenya’da geliştirilen bir mobil bankacılık programının dünya genelinde kullanılması için çalışmalar yürütüldüğünü ve genç insanlardan oluşan bir kuşağın, daha özgür toplumlar yaratmak için kendi isteklerini gerçekleştirme yolunda, Tunus ve Mısır’da sosyal medya yoluyla büyüyen olaylardan ilham aldığını” yazdı.

Makalede şu ifade kullanıldı: “Network yoluyla yeni toplumlara hitap ediyoruz ve hepsinden önemlisi onları dinliyoruz. İki kulağımız ve sadece bir ağzımız olduğunu fark ediyoruz. Teknoloji, tek başına bütün dış politika sorunlarımıza yanıtlar vermiyor, ancak bize daha farklı insanlara daha farklı sorular sorma imkanı veriyor.” (aa)

Düşünce gücüyle giden otomobil

04 Nisan 2011 Pazartesi 09:19

Düşünce gücüyle giden otomobil

İlk denemelerinin Berlin’deki Tempelhof Havaalanı’nda gerçekleştiği projeye katkıda bulunan Volkswagen’in 24 yaşındaki çalışanı Henrik Matzke ellerini kullanmadan arabayı hareket ettirdi, gerekli yerlerde aracın yönünü değiştirip frene bastı.

Alman bilim adamları beyin gücüyle kontrol edilebilen bir otomobil geliştirdi.

DÜŞÜNCEYİ ALGILAYIP KOMUT VERİYOR

Saatte 23 kilometre hız sınırı konulan arabada kafasına özel bir sistem takılan sürücü ağzını bile açmadan ilk denemede başarılı oldu. Matzke’nin kafasına beyin dalgalarını ve hareketlerini algılayabilen kulaklık benzeri bir alet takıldı.

Kişinin kafatasını boydan boya saran cihaz istenilen düşünceyi algılayıp ona göre arabaya komut verme özelliğine sahip.

SAĞA DÖNÜŞ İÇİN TAVŞAN DÜŞÜNMEK YETERLİ!

Konsantrasyonla çalışan araçta her komutun karşılığında özel bir simge olduğunu dile getiren uzmanlar “Sağa dönüş için tavşan düşünmek yeterli olur. Sürücü tavşan düşündüğü zaman yazılım arabayı sağa döndürür” dedi.

TELEPATİK OTOMOBİL BÖYLE ÇALIŞIYOR:

Sürücü bilgisayar sisteminde her komut için bir sembol belirler.

– Kafayı boydan boya saran kask beyin dalgasının hareketlerini algılar.

– Bilgisayar arabaya “sağa dön” emri vererek direksiyonu yönlendirir, motor dönüşe göre hızını yavaşlatır.

– Bilgisayar sistemi düşünülen imgeyle araba arasında bağlantı oluşturur. Mesela tavşan düşününce arabanın sağa dönmesini ister.

– Her komutun bir simgeye karşılık geldiği yazılımda, beyin hareketini algılayan sistem sadece bir saniye içinde arabayı yönlendirebiliyor.

Bilim’i şaşırtan fosiller

04 Nisan 2011 Pazartesi 18:37

Bilim’i şaşırtan fosiller

Van Gölü’ndeki fosiller bilim dünyasını şaşırttı

Uluslararası bir ekip Van Gölü’ndeki araştırmalarını tamamlandı. Gölün 400 bin yıl önce oluştuğunu tahmin eden bilim insanlarına göre suyun derinliği bölgenin sırrını içeren ve şimdiye kadar okunmamış bir “tarih kitabı” gibi. Dünyanın en ünlü fosil araştırmacısı Prof. Dr. Thomas Litt’in başkanlığında yapılan araştırmada gölden çıkartılan 5 bin örnek yıllarca laboratuarda incelenecek.

Bilim insanları, hiç bu kadar Ortadoğu’da yaşanan iklim değişiklerine ilişkin ipuçları yakalamamıştı. Yıllarca Van Gölü’nün 220 metre derinliğinde sondaj çalışması yapan birçok ülkeden bilim insanın yer aldığı ekip, bölgede asırlar boyunca meydana gelen korkunç felaketlerin izine rastladı.

Bölgeyi sarsan iklim değişiklikleri, şiddetli volkan patlamaları, depremler ve tatlı suyun tuzlu suya dönüşmesi. İşte tüm bu değişiklikler Van Gölü’nün derinliklerine gömülmüştü. Zaten uzmanlar gölün ismini şimdiden “doğanın tarih kitabı” şeklinde değiştirdiler. Ekip, araştırmanın sonuçlarını bugün Avusturya’nın başkenti Viyana’da başlayacak yer bilimleri konferansında açıklayacak.

Konferans öncesi bilgi veren ekibin başkanı Prof. Dr. Dr. Thomas Litt, gölden çıkartılan küçük taşların 400 bin yıl öncesine ait olduğunu söylüyor. Prof. Litt’in ekipte yer alması zaten tesadüf değil. Bonn Üniveristesi’nde görevli olan Prof. Litt fosilleri veri olarak kullanarak dünyada yaşamın tarihini yazmakla uğraşıyor.

‘HEYECAN VERİCİ BULGULAR’

Van Gölü’nden çıkan sonuçlar için ise “tek kelimeyle muhteşem” diyor. Van Gölü’ndeki bulgularla bölgede yaşanan iklim değişikliklerinin arşivini oluşturduklarını söyleyen Alman bilim insanı “Gölün 800 metre toprak altına kadar indik, sonuçlar ise heyecan vericiydi. İlk kez bu kadar kaliteli fosil bulduk” diyerek heyecanını dile getiriyor.

Tarihin tanığı minarelerin sade ve başka maddelerle bozulmamış olması bilim insanlarını daha da hayrete düşürmüş. Prof. Litt, bu durumu gölün coğrafi yapısına bağlıyor. Çünkü gölün hem derin ve eski olması, hem de etrafındaki dağlar sayesinde fırtına ile sert hava koşullardan korunmuş olması işte bu “tarih kitabını” yüz binlerce yıl korumuş.

Tortulardan birçok soğuk ve sıcak iklimlerin hüküm sürdüğünü tespit ettiklerini söyleyen Alman araştırmacı devamla şu bilgileri veriyor: “3 farklı iklim tespit ettik. Buna şimdiye kadar bölgede ilk kez rastlıyoruz. Ayrıca volkan patlaması ve şiddetli depremlerin de izine rastladık. Bulduğumuz katmanlardan biri 7 metre kalınlığındaydı.”

Şimdi göldeki canlı hayatı bitiren tuzlu-sodalı olan suyun daha önce tatlı olduğuna dikkat çeken Prof. Litt, bunun izlerini ise fosile dönüşen midye ve solucanlardan anladıklarını belirtiyor. Ancak bilim insanları hala kritik birkaç sorunun yanıtını bulmuş değil. En kilit soruyu ise Prof. Litt şöyle özetliyor; Bitki örtüsü ne kadar sürede değişti, göldeki hayatın bitmesi kaç bin yıl sürdü?

ARAŞTIRMANIN MALİYETİ; 1,4 MİLYON DOLAR

Ayrıca gölün geleceği de merak edilen konuların başında geliyor. Gerçi Prof. Litt “Geçmişteki izler gölün geleceğine dair ipuçları veriyor” diyor, ancak senaryo tam olarak bilinmiyor. Bu yüzden de gölün altından çıkartılan fosillerin laboratuardaki incelemesi çok önemli.

Gölden alınan 5 bin örnek üzerindeki araştırma ise 5 yıla kadar sürebilir. Yani Prof. Litt’e göre asıl en büyük çalışma şimdi başladı. Viyana’da bugün başlayacak konferansta ise ekip ilk izlenimlerini diğer bilim insanlarıyla paylaşacak.

Bir başka dikkat çeken husus ise araştırmanın maliyeti ve ekibe destek veren kuruluşlar. 12 ülkeden 35 bilim insanın yer aldığı ekibe öncülüğü ise Bonn Üniversitesi, İsviçre’nin Bern Üniversitesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Almanya’nın Kiel Üniversitesi’ne bağlı Deniz Araştırmaları Enstitüsü yaptı.

Uluslararası Bilimsel Karasal Sondajlama Programı (ICDP) tarafından karşılanan araştırmanın maliyeti 1,4 Milyon Dolar civarında. Fosillerden dünyadaki hayatın tarihini araştıran paleontoloji bilim dalının isminden esinlenerek “Paleo-Van” adı verilen proje için ICDP Bitlis’in Ahlat İlçesi’ne yakın bölgeye dev bir platform kurdu.

‘NEMRUT PATLAYACAK’

2004 yılında başlayan çalışmalarda ilk uyarıyı geçtiğimiz Ağustos ayında yapan ekip, Tatvan’daki Nemrut volkanının yeniden patlayacağına dikkat çekmişti. Bilim insanları son olarak 1400′lü yıllarda faaliyet gösteren volkanın patlayarak yeniden faaliyete geçeceğini düşünüyor. Gölün dibindeki volkanik aktivitenin nedeninin Nemrut’tan kaynaklandığını tahmin ettiklerini söyleyen Prof.Dr. Litt şu uyarıları yapıyor:

“Nemrut hala aktif bir volkan. Jeofizikçiler, jeologlar ve risk analizcilerle birlikte yapacağımız incelemenin sonucunda net bir şey söyleyebiliriz. Volkanik hareketler deprem için hala çok riskli. En kötü senaryo ise volkanın akmayarak, ani bir şekilde patlaması.”